Skip to main content

Bu Sese Kulak Verilmeli: "Kıbrıs'ta Geçiş Noktalarının Kapatılması Felakete Neden Olur"

Kıbrıs'ın kuzeyinde beş Kıbrıslı Rum'un "casusluk", "kamu düzenini bozma" ve "muhaceret işlemleri yaptırmadan giriş" gibi ciddi suçlamalarla alıkonulması ve ardından tutuklanarak cezaevine gönderilmesi, adanın her iki yakasında da büyük yankı uyandırdı. Gözaltına alınanlardan ikisinin, üç ayı aşmamak üzere cezaevine gönderilmesine, üçünün ise askerî mahkemede yargılanmasına karar verilmesi, gerilimi daha da tırmandırdı. Bu gelişme üzerine İki Toplumlu Kültürel Miras Komitesinin Kıbrıslı Rum Eş Başkanı Sotos Ktoris, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamayla hem tepkisini dile getirdi hem de önemli uyarılarda bulundu.

"Bu Bir Misilleme, Çözüm Siyasi"

Sotos Ktoris, beş Kıbrıslı Rum'un tutuklanmasının "haklı bir öfke ve makul endişelere" yol açtığını belirterek, bu kişilerin maruz kaldıkları "eşi benzeri görülmemiş eziyeti" haklı çıkaracak hiçbir suç işlemediklerini savundu. Ktoris, "Açıkçası bu, Kıbrıs Rum mülklerinin yasadışı kullanımına karışan kişilere yönelik son zamanlardaki kovuşturmaların arka planında bir misilleme eylemidir" ifadelerini kullandı.

Mülkiyet sorununun genel siyasi çerçeveden bağımsız ele alınamayacağını vurgulayan Ktoris, "51 yıl sonra hiçbir ceza davası/kovuşturması mülkiyet sorununu çözmeyecektir. Aksine, sorunun etkili ve adil bir şekilde ele alınması, ancak Kıbrıs sorununun kapsamlı bir siyasi çözümüyle, uluslararası hukuka ve tüm yasal mülk sahiplerinin -Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerin- haklarına saygı gösterilerek başarılabilir" dedi.

"Müzakereler Derhal Başlamalı"

Ktoris, yaşananların müzakere sürecinin bir an önce yeniden başlamasının ne kadar zorunlu olduğunu gösterdiğini belirtti. "Eylemsizlikle geçen her gün, bölünmeyi derinleştiriyor ve birçok yurttaşımız arasındaki adaletsizlik duygusunu güçlendiriyor. Bu adaletsizlik duygusu, her türden popülist için yakıt hâline geliyor" diyerek âcil eylem çağrısında bulundu.

Açıklamasında Kıbrıslı Türklere de seslenen Ktoris, "Kıbrıslı Türk yurttaşlarımız, Kıbrıs Rum toplumunun bakış açısını da anlamalıdır. Kıbrıs Türk mülklerinin büyük çoğunluğu, 1974'te bırakıldıkları durumda, yasal sahiplerinin yokluğunda herhangi bir ticari sömürü olmaksızın, esasen dokunulmamış hâlde durmaktadır. Ayrıca, mevcut mevzuata göre Kıbrıslı Türk yurttaşlarımız belirli koşullar altında mülklerini satma ve hatta geri alma imkânına sahiptir. Bunun birçok somut örneği mevcuttur" dedi.

"Geçiş Kapılarının Kapatılması Felaket Olur"

Olayların tehlikeli bir istikrarsızlığa doğru sürüklendiğine dikkat çeken Ktoris, Kıbrıs Rum toplumunda bir tepki olarak barikatların/geçiş noktalarının kapatılmasını öneren seslerin yükseldiğini belirterek bunun "feci bir gelişme" olacağı konusunda uyardı.

Ktoris, sözlerini şöyle tamamladı: "Barikatların kapatılması kimsenin mülkiyet hakkını geri getirmeyecektir. Aksine, tecrit, şüphe ve nihayetinde kalıcı bölünme politikalarını güçlendirecektir. İnsanlar arasındaki her türlü anlayış köprüsünü yıkacak ve nihayetinde iki devletli çözüm arayanların konumunu güçlendirecektir."

Fotoğraf: Wikimedia Commons