Skip to main content

Kıbrıs'ta Geçiş Noktaları Kapanır mı?


Dr. Nikolaos Stelgias

Toplumun geneli farkında olmasa da son aylarda Kıbrıs meselesinde perde arkasında kayda değer bir hareketlilik söz konusu. Ne yazık ki eldeki bulgular, bu hareketliliğin olumlu yönde olmadığını gösteriyor. Kıbrıs Cumhuriyeti'nin mal gaspı suçlamasıyla başlattığı hukuki atak, Kıbrıs Türk tarafında önce tedirginlik, ardından da karşı adım arayışına yol açtı. Bu arayış, temmuz ortalarında yaşlı ve sağlık sorunları olan beş Kıbrıslı Rum vatandaşın tutuklanmasıyla zirveye ulaştı.

Perşembe günü Trikomo (İskele) Kaza Mahkemesi'nin bir Kıbrıslı Rum çifti 90 günü geçmeyecek şekilde Merkezî Hapishane'ye göndermesi kararı sonrasında, Lefkoşa'nın güneyinde diplomatik ve siyasi hareketlilik yoğunlaştı. The Levant Files’ta (TLF) yayımlanan, Kıbrıs Türk kaynaklarının "Bu işin önüne geçilmezse yeni karşı adımlar gelir; gerginlik artar" mesajı da Kıbrıs Rum tarafında dikkat çekti. Yazı, son haftalarda sitemizde en çok okunanlar arasında yer aldı.

Bu kısa köşe yazısının yazarı basın emekçisi kimliğiyke, bu gelişmelerin yaşandığı saatlerde iki önemli olaya tanıklık etme fırsatı buldu. Birincisi, Kıbrıs Rum tarafı beş Kıbrıslı Rum vatandaşın kuzeyde alıkonulmasını Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gündemine taşımak için harekete geçti. Lefkoşa, bu girişimde uluslararası arenada kendisine yakın duran tüm hükûmetlerden destek bekliyor. Bu noktada paylaşabileceğimiz yeni gelişme, Güvenlik Konseyi'nde etkili bir ülkenin konu hakkında "Gelişmeleri takip ediyoruz, Avrupa vatandaşlarının güvenliği bizim de gündemimizde. Sabırlı olun, Türk tarafıyla temas başlatıyoruz" mesajını Lefkoşa'ya ilettiği yönünde.

İkinci önemli mesele ise Kıbrıs’taki geçiş noktalarıyla ilgili. Bilindiği üzere, yeni geçiş noktaları konusunda iki taraf uzun zamandır derin anlaşmazlıklar yaşıyor. Pyla/Pile meselesi içinden çıkılmaz bir hâl alırken, Kıbrıs Rum ve Türk liderliği Athienou/Kiracıköy, Mia Milia/Haspolat ve Kokkina/Erenköy noktalarında yeni geçiş noktalarının açılması konusunda da uzlaşamıyor. Son dönemde, Lefkoşa Türk Belediyesinin de destek verdiği bir geçiş noktası bu anlaşmazlık listesine eklendi.

Beş yıl boyunca karşılıklı geçişleri kolaylaştıracak adımlar atamayan iki liderlik, şimdi başka bir gerçeklikle karşı karşıya. Beş vatandaşın Lefkoşa'nın kuzeyindeki Merkezî Cezaevi'ne gönderilmesi sonrası, Lefkoşa'nın güneyinde Nikos Christodoulides hükûmetine yakın duran partiler "barikatlar kapatılsın" kampanyasını başlattı. Bu yöndeki ilk adım, iki kesimli, iki toplumlu federal çözümü yıllar önce reddetmiş olan EDEK'ten geldi. Basına yansıyan bilgilere göre EDEK, kapıların kapanmasını isteyen ilk parti oldu. EDEK’i, 2028 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Christodoulides ile iş birliği yapması beklenen, Kıbrıs Rum siyasetinin yükselen yıldızı, aşırı sağcı ve neo-Nazi suç örgütü Altın Şafak’ın Kıbrıs’taki uzantısı ELAM takip etti. Bu parti de kapıların derhâl kapatılmasını talep etti.

Adanın güneyinde geçiş noktalarının kapatılması fikri sadece EDEK ve ELAM ile sınırlı olsaydı, belki böyle bir yazıya gerek kalmazdı. Zira marjinal partilerin "bulanık sularda balık avlama" girişimleri bilinen bir taktik. Ancak dikkatimizi çeken asıl unsur, "barikatları kapatalım" fikrinin son saatlerde Cumhurbaşkanı'na yakın bazı kişilerce kapalı kapılar ardında dile getirilmesi. Bu kişiler toplumda tanınmış olup, adanın güneyindeki iktidar çevrelerine yakın. Onlara göre, "Kıbrıslı Türklerin başlattığı misillemeye verilecek en iyi yanıt, bazı geçiş noktalarının geçici olarak kapatılması ya da geçişlerin yavaşlatılması." Lefkoşa'da bu fikirler tartışılırken, hükûmet kanadından vatandaşlara "kuzeye geçişlerde dikkatli olun" uyarısının yapıldığını da hatırlatalım.

Yazımızı, yüreklere su serpen bir mesajla bitirelim. The Levant Files’ın Lefkoşa'da görüştüğü kaynakların tümü, şu anda geçiş noktalarının kapatılmasının sadece Kıbrıs Rum tarafına zarar vereceği ve bu nedenle bir seçenek olarak değerlendirilemeyeceği konusunda hemfikir. Elbette, karşılıklı suçlamalarla süren misilleme tabanlı yeni hukukî süreçlerin bu durumu nereye taşıyacağını şu anda kimse öngöremiyor. Bu nedenle TLF’ye konuşan bazı kaynaklar, şimdilik adanın kuzeyine yapacakları ziyaretleri erteleme kararı aldıklarını paylaşıyor. 

Photo: Wikimedia Commons