Türk-Yunan ilişkilerindeki gerilimin, Atina'nın planlanan Kıbrıs-Girit elektrik enterkonnektörü (Büyük Deniz Ara Bağlantısı, Great Sea Interconnector Projesi) nedeniyle sahada yaşanabilecek olası sürtüşmelere ve Doğu Akdeniz'deki yoğun enerji gündemine hazırlandığı eylül ayında daha da keskinleşmesi bekleniyor. Yunan yetkililer, Avrupa Birliği (AB) destekli denizaltı kablosunun Türkiye'nin itirazlarına rağmen ilerleyeceğini belirtirken, Kıbrıs çevresindeki yeni hidrokarbon gelişmeleri ve Girit'in güneyindeki ruhsatlandırma faaliyetlerinin, Başbakan Kiryakos Miçotakis ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında bu ay sonunda Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu marjında yapılması muhtemel görüşme öncesinde denizlerdeki gerilim riskini artırdığını vurguluyor.
NewsBomb'dan Alexia Tasouli'nin haberine göre, Yunanistan hükûmeti, Türkiye ile yeni olumsuz gelişmeleri tetikleyebilecek iki "âcil" cepheye odaklanmış durumda: Kıbrıs-Girit enterkonnektör bağlantısı çalışmalarının başlaması ve Girit'in güneyi ile Mora Yarımadası açıklarındaki deniz yetki alanları için açılan uluslararası hidrokarbon arama ihalesinin son aşamalarına gelinmesi. Atina, Brüksel'e enterkonnektörün stratejik bir Avrupa projesi olduğunu bildirerek Avrupa Birliği'ni kararlı bir şekilde müdahale etmeye çağırdı. Atina, AB fonlarından yararlanmaya çalışan hiçbir üçüncü ülkenin, AB'nin kritik altyapı projelerini engellemesine izin verilmemesi gerektiğini savunuyor.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis, kablo hattını, adayı fiziksel olarak Avrupa şebekesine bağlayarak Kıbrıs'ın enerji izolasyonuna son verecek bir mihenk taşı olarak nitelendiriyor. Bu kararlılık mesajını pekiştiren Bakan Stavros Papastavrou ise geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Yunanistan'ın, hükümetin stratejik planı doğrultusunda egemenlik haklarını "sözle değil, eylemle" kullandığını ve "Türkiye'nin tepkilerinden etkilenmediğini" belirtti.
Yunan yetkililere göre Ankara'nın, özellikle Kıbrıs'ın 10. parselinde yeni bir doğal gaz bulunduğuna dair haberlerin ardından, inşaata yönelik her türlü adıma direnmesi bekleniyor. ExxonMobil operatörlüğünde yapılan ve Valaris DS-9 tarafından delinen keşif, Kıbrıs'ın yaklaşık 190 kilometre güneybatısında ve yaklaşık 1.921 metre derinlikteki sularda yer alıyor ve önümüzdeki aylarda daha detaylı analiz edilecek. Pegasus-1 olarak adlandırılan kuyu, ExxonMobil-QatarEnergy konsorsiyumunun, Şubat 2019'da duyurulan Glaucus-1'in ardından 10. parseldeki ikinci keşfi olma özelliğini taşıyor. Mart 2022'de tamamlanan Glaucus-2 değerlendirme kuyusu, daha önce bildirildiği gibi, yüksek kaliteli özelliklere sahip bir gaz rezervuarını doğrulamıştı.
İkinci bir gerilim noktası ise Girit'in güneyinde saklı. Burada yeni açık deniz arama ve üretim imtiyazları için açılan uluslararası ihalenin 10 Eylül'de sona ermesi planlanıyor. Chevron, BP, Eni ve ExxonMobil gibi enerji devlerinin ilgi göstermesi, 2019 tarihli Türkiye-Libya deniz yetki alanları mutabakatı nedeniyle zaten karmaşık olan bir bölgede riskleri daha da artırıyor. Yunan yetkililer, Libya makamlarının bu anlaşmayı hayata geçirerek ortay hattın altına uzanan parselleri ihale etme yönündeki herhangi bir hamlesinin yeni gerilimleri tetikleyebileceği uyarısında bulunuyor. Ayrıca Türkiye'nin, Libya'daki nüfuzunu kullanarak ve üstü kapalı tehditlerle Chevron gibi şirketlerin bölgeye girişini engellemeye çalıştığını düşünüyorlar.
Atina'daki diplomatik gözlemciler, Ankara'nın Kahire ile temaslarını da yakından izliyor. Yunanistan, Türkiye ve Mısır'ın 28. meridyenin ötesinde bir münhasır ekonomik bölge (MEB) sınırlandırması yapma girişiminin, Yunanistan'ın katılımı olmadan kabul edilemez olacağını savunuyor. Bu arada, Kuzey Kıbrıs'ta ekim ayında yapılacak seçimler, yönetime kimin geleceğine ve manevra alanlarının ne olacağına bağlı olarak adadaki siyasi dengeleri yeniden şekillendirebilir.
Bu değişken konjonktürde, Miçotakis ve Erdoğan'ın New York'taki BM Genel Kurulu marjında bir görüşme yapması bekleniyor. Aynı habere göre, Ekumenik Patrik Bartholomeos'un da Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya gelmesi öngörülüyor. Her halükarda eylül ayı hem Atina hem de Brüksel için, Avrupa'nın enerji güvenliği projelerini ilerletmek ile gergin bölgesel güvenlik ortamını yönetmek arasındaki dengeyi test edecek gibi görünüyor
Fotoğraf: Gemini AI tarafından oluşturuldu.